Kabağın da Bir Sahibi Var

Hayat mücadelesi içinde hepimiz sorunlarla karşılaşıyor, zaman harcıyor, üzülüyoruz. Fakat size tavsiyem çok da şey yapmayın. Her şey olacağına varıyor.

Şimdi aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Falanca kişi bana şöyle yaptı, böyle dedi. Yanına mı kalsın?

Kalmasın. Kalmayacak zaten. Biraz sabredin. Bu biraz ne kadar sürer bilmem. Ama kimsenin yanına kalmaz.

Şöyle bir hikaye var:

Vaktiyle bir derviş mertebe atlar, dergahının gereği olarak saçlarını kazıtması gerekmektedir. Berberin yolunu tutar.

Berbere varır. Selam verir, oturur koltuğa. “Vur bakalım usturayı berber efendi” der.

Berber dervişin saçını kazımaya başlar. Tam bir tarafı bitirmiştir ki mahallenin kabadayısı içeri girer.

Dervişin kafasının kazınmış tarafına bir tokat atıp, “kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım” der.

Berber duruma bozulsa da ses çıkaramaz. Beli silahlı, belalı, üstelik de terbiyesiz bu kabadayıya ses çıkaramaz.

Derviş zaten Allah’ın bir garip kulu. Sessizce kalkmış koltuktan, oturmuş arka tarafa.

Terbiyesiz adam tıraş olurken de susmamış. Dervişin kıyafetiyle, dergahıyla, en çok da yarısı kazınmış başıyla alay eder. Kabak öyle, kabak böyle,..

Tıraşı biter, koltuktan kalkar. Kokusunu sürünür, bıyığına son bir göz gezdirir, üstünü başını düzeltir ve berberden çıkar.

Yolda gerine gerine yürürken etrafa göz gezdirmektedir. Gemden boşanmış dörtnala koşan atları görmez. Tüm hızıyla üzerine gelen at arabasını son anda fark eder ama iş işten geçmiştir. Dengeyi sağlamak için atların ortasında bulunan sivri demir kabadayıya saplanır.

Gürültüye kapıya koşan berber yere yığılmış kabadayıyı görünce dervişe döner ve “bu biraz ağır olmadı mı derviş efendi” diye sorar.

Derviş cevap verir: ” Vallahi ona gücenmedim. Hakkımı da helal etmiştim. Ama kabağın da bir sahibi var. Onun gücüne gitmiş demek ki.”

Hikayemiz böyle. Ben bu hikayeyi epeydir bilirim, çok da severim. Şu ana kadar (günlük konuları önemsemiyorum) beni üzen, yoran, sıkıntıya sokan kimsenin yanına kalmadı. Çölde su aradılar, ütü buldular,.. 🙂 Çok şükür.

Sevgiliniz mi terketti, yol verin. İşten mi atıldınız, yenisini arayın. Arkadaşınız mı sattı, pazarı bol olsun.

Benden size tavsiye efendiliğinizi bozmayın. Kabağın da sahibi var.