Bruno Latour: Bilim ve Teknoloji Üzerine

Bruno Latour, 20. yüzyılın son çeyreğinde ve 21. yüzyılın başlarında bilim, teknoloji ve toplum arasındaki etkileşimleri anlamamıza yardımcı olan öncü düşünürlerden biri olarak tanınmıştır. Felsefe ve sosyoloji alanlarında yaptığı çalışmalarla, bilimsel bilginin nasıl üretildiği ve sosyal dünyayla nasıl etkileşime girdiği konusunda yeni perspektifler sunmuştur.

Bruno Latour

Erken Yaşam ve Eğitim

Bruno Latour, 1947 yılında Fransa‘nın Beaune şehrinde doğdu. İlk öğrenimini ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra, felsefe ve sosyoloji öğrenimi görmek üzere Paris’e taşındı. Paris’teki üniversite yılları, Latour’un düşünce yapısını ve ileride geliştireceği teorileri derinden etkileyen bir dönem oldu. Bu dönemde, bilimsel bilginin yapısını ve bu bilginin toplumsal bağlam içinde nasıl işlediğini sorgulayan dersler aldı.

Latour, özellikle bilim tarihi ve bilim felsefesi alanlarında yoğun bir eğitim aldı. Dijon Üniversitesi ve ardından Ecole des Mines’de aldığı eğitimler, onun bilim ve teknoloji çalışmalarına olan ilgisini pekiştirdi. Bu eğitimler sırasında, bilimsel gerçeklerin toplum içinde nasıl “inşa” edildiği ve kabul edildiği üzerine yoğunlaştı.

Latour’un akademik kariyeri, öğrencilik yıllarında kazandığı teorik bilgiler ve metodolojik becerilerle şekillendi. Bilimin sosyal yapısını ve bilgi üretim süreçlerini anlamaya yönelik bu erken merak, onun daha sonraki çalışmalarının temelini oluşturdu. Latour, bilim ve teknolojinin toplumsal yapılarla olan etkileşimini vurgulayan Aktör-Ağ Teorisi’ni geliştirmeden önce, bu alanda kapsamlı bir arka plana sahip oldu. Bu teori ve diğer çalışmaları, onun entelektüel yolculuğunun sadece başlangıcıydı.

Latour’un erken eğitimi, onun kariyerinde ve düşünce yapısında belirleyici bir rol oynamıştır. Felsefe ve sosyoloji disiplinlerinin kesişim noktasında şekillenen bu temel, Latour’un bilim ve teknolojiyi toplumsal bağlamda yeniden değerlendirmesine olanak tanımıştır.

Anahtar Felsefi Teoriler

Bruno Latour’un fikir dünyası, bilim ve teknolojiyi sosyal bir perspektiften incelemek üzere geliştirdiği çığır açıcı teorilerle doludur. Bu bölümde, Latour’un en etkili iki teorisine, Aktör-Ağ Teorisi (ANT) ve modernist perspektife eleştirilerine daha yakından bakacağız.

Aktör-Ağ Teorisi (ANT)

Aktör-Ağ Teorisi (ANT), Latour’un bilim ve teknoloji çalışmalarındaki en önemli katkılarından biridir. Bu teori, hem insan hem de insan olmayan aktörlerin (nesneler, fikirler, teknolojiler) bir ağ içinde nasıl etkileşime girdiğini ve bu etkileşimlerin sosyal sonuçlarını inceler. ANT, geleneksel sosyal teorilerin aksine, insan olmayan aktörleri de sosyal dinamiklerin ayrılmaz bir parçası olarak kabul eder. Bu yaklaşım, özellikle bilim ve teknolojinin insan toplulukları üzerindeki etkilerini anlamada yeni bir pencere açar.

Latour, ANT ile bilgi ve gücün nasıl dağıldığını ve sosyal ağlar aracılığıyla nasıl şekillendiğini gözler önüne serer. Bu teori, bilim adamlarının, teknolojik cihazların, laboratuvarların ve hatta mikroorganizmaların birbiriyle nasıl “konuştuğunu” ve bu “konuşmaların” toplumsal gerçeklikleri nasıl şekillendirdiğini ortaya koyar. Latour’un bu teorisi, bilimin objektif bir arayış olmaktan ziyade, çeşitli sosyal ve teknolojik etkileşimlerin bir ürünü olduğunu vurgular.

Modernist Perspektife Eleştiri

Bruno Latour, modern bilimin ve teknolojinin eleştirel bir değerlendirmesini yaparak, modernizmin temel varsayımlarını sorgulamıştır. Ona göre, modern düşünce tarzı, doğa ve toplum arasında kesin bir ayrım yapar. Bu ayrım, pek çok sosyal ve ekolojik sorunun kaynağını oluşturur. Latour, bu “modernist bölünmeyi” aşmanın, daha sürdürülebilir ve adil bir dünya inşa etmek için kritik olduğuna inanır.

Latour, modernizmin bu eleştirisini, özellikle “Kritik Olmayan Kritik” ve “Kapalı Döngülerin Açılması” gibi çalışmalarında detaylandırır. Bu eserlerde, bilim ve teknolojiye yönelik yaygın kabullerin ötesine geçmeyi ve bu alanların toplumsal ve ekolojik bağlamlarını daha iyi anlamayı hedefler.

Bilim ve Teknoloji Çalışmalarına Katkıları

Bruno Latour, bilim ve teknoloji çalışmaları alanında yaptığı yenilikçi katkılarla tanınır. Bu bölümde, Latour’un bilim alanındaki metodolojik yeniliklerine ve bu yeniliklerin daha geniş sosyal bilimler üzerindeki etkilerine odaklanacağız.

Metodolojik Yenilikler

Latour’un bilim çalışmalarına en önemli katkılarından biri, araştırma metodolojisine getirdiği yeniliklerdir. O, bilimsel bilgi üretim sürecini, yalnızca laboratuvar içinde değil, aynı zamanda laboratuvar dışında gerçekleşen etkileşimlerle birlikte incelenmesi gereken bir fenomen olarak ele alır. Latour ve meslektaşları tarafından geliştirilen “bilim ve teknoloji çalışmaları” (STS), bilimin sosyal yapısını ve bilginin nasıl inşa edildiğini detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlar.

Latour, araştırma sürecine etnografik yöntemleri entegre ederek, bilim adamlarının günlük pratiklerini, karar verme süreçlerini ve laboratuvar ortamındaki etkileşimleri yakından incelemiştir. Bu yaklaşım, bilimin “yapıldığı” ortamları ve bilimsel bilginin nasıl “yapısal” olduğunu gözler önüne serer. Bu perspektif, bilimsel bilginin objektif ve bağımsız bir gerçeklikten ziyade, çeşitli sosyal etkileşimlerin bir ürünü olduğunu vurgular.

Etnografya ve Sosyolojiye Etkisi

Latour’un bilim ve teknoloji üzerine çalışmaları, etnografya ve sosyoloji alanlarına da önemli katkılar sunmuştur. Özellikle, bilim adamlarının ve mühendislerin çalışmalarını, sosyal ve kültürel bağlamlar içinde değerlendirme şekli, bu disiplinlerde yeni bir bakış açısı getirmiştir. Latour, bilim insanlarının çalışmalarını, sadece teknik veya teorik çıktılar olarak değil, aynı zamanda sosyal etkileşimler ve kültürel normlar ile şekillenen süreçler olarak analiz etmiştir.

Bu yaklaşım, bilimsel araştırmanın sadece laboratuvar içinde gerçekleşen bir dizi deneyden ibaret olmadığını, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve politik faktörler tarafından da şekillendirildiğini göstermektedir. Latour bu sayede, bilim ve teknoloji çalışmalarını daha geniş bir sosyal bilimler perspektifine taşımıştır.

Sosyal Bilimlere Etkisi

Bruno Latour’un sosyal bilimler üzerindeki etkisi, metodolojik yeniliklerinin yanı sıra, farklı disiplinler arasındaki sınırları aşan yaklaşımlarıyla da kendini göstermiştir. Bu bölüm, Latour’un sosyal bilimlere olan etkilerini ve bu disiplinlerde nasıl yeni bir bakış açısı yarattığını ele alacak.

Metodolojik Yenilikler

Latour, sosyal bilimlerde kullanılan araştırma metodolojilerine yeni bir soluk getirmiştir. Geleneksel sosyoloji metodolojilerine alternatif olarak, bilim ve teknoloji çalışmalarını sosyal ve kültürel bağlamlar içinde inceleyerek disiplinlerarası bir yaklaşımı benimsemiştir. Bu yaklaşım, sosyal bilimlerin sadece insan davranışlarını değil, insanların etkileşimde bulunduğu teknolojik araçları ve sistemleri de inceleme biçimini genişletmiştir.

Latour’un metodolojik yenilikleri, sosyal bilimlerde “kalın açıklama” ve “derinlemesine vaka analizi” gibi tekniklerin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu teknikler, sosyal bilimcilerin karmaşık sosyal fenomenleri daha detaylı ve kapsamlı bir şekilde anlamalarını sağlamıştır.

Etnografya ve Sosyolojiye Etkisi

Latour, etnografya ve sosyoloji disiplinlerine, özellikle bilimsel ve teknolojik süreçlerin sosyal yönlerini vurgulayarak büyük katkılar sağlamıştır. Bilim adamlarının ve mühendislerin etkileşimlerini, bu profesyonellerin sosyal ve kültürel yapılar içinde nasıl yer aldıklarını detaylı bir şekilde incelemiştir.

Bu incelemeler, sosyoloji ve etnografya disiplinlerinde, bilim ve teknolojiye yönelik yeni bir anlayışın gelişmesine zemin hazırlamıştır. Latour’un çalışmaları, bilimsel bilgi üretiminin sosyal etkileşimler ve toplumsal normlar tarafından nasıl şekillendirildiğine dair önemli içgörüler sunmuştur.

Sosyal Teorilere Katkıları

Latour, sosyal teorilere, özellikle modern toplumların anlaşılmasında önemli katkılarda bulunmuştur. Modern toplumların, teknoloji ve bilimle nasıl iç içe geçtiğini, bu unsurların sosyal yapıları nasıl dönüştürdüğünü analiz etmiştir. Latour’un teorileri, sosyal bilimlerde teknolojinin rolünü yeniden düşünmemizi sağlamış ve bu alanlarda yeni araştırma yolları açmıştır.

Önemli Eserler ve Yayınlar

Bruno Latour’un akademik kariyeri boyunca yazdığı kitaplar ve makaleler, sosyal bilimlerdeki teorik çerçeveleri zenginleştirmiştir. Bu bölüm, Latour’un en etkili eserlerini ve bu eserlerin bilim ve teknoloji çalışmaları üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.

Kitaplar

Latour’un çalışmaları arasında özellikle dikkat çeken bazı kitapları şunlardır:

  1. “Laboratory Life: The Construction of Scientific Facts” (Laboratuvar Yaşamı: Bilimsel Gerçeklerin İnşası) – Latour, bu eserinde bir laboratuvarın iç dinamiklerini ve bilimsel bilginin nasıl üretildiğini etnografik bir yaklaşımla inceler. Bu kitap, bilim ve teknoloji çalışmalarında bir klasik olarak kabul edilir ve bilimsel bilginin sosyal yönlerine dikkat çeker.
  2. “Science in Action: How to Follow Scientists and Engineers Through Society” (Bilim Aksiyonda: Bilim İnsanları ve Mühendisleri Toplum İçinde Nasıl Takip Edilir) – Bu eser, bilimsel bilginin nasıl formüle edildiğini ve toplum içinde nasıl yayıldığını detaylandırır. Latour, bilim insanlarının ve mühendislerin çalışmalarını toplumsal bağlamda takip ederek, bilimsel faaliyetlerin sosyal yapısını ortaya koyar.
  3. “We Have Never Been Modern” (Hiçbir Zaman Modern Olmadık) – Latour bu kitabında, modernizmin eleştirisini yapar ve doğa ile toplum arasındaki geleneksel ayrımı sorgular. Kitap, bilim, teknoloji ve toplum ilişkilerine yeni bir bakış açısı getirir ve modern düşüncenin temel varsayımlarını eleştirir.

Makaleler ve Yazılar

Latour ayrıca pek çok dergide bilim ve teknoloji, sosyoloji ve felsefe üzerine makaleler yayımlamıştır. Bu makaleler, onun teorilerinin gelişiminde ve yayılmasında önemli rol oynamıştır. Özellikle “Actor-Network Theory” (Aktör-Ağ Teorisi) üzerine yazdığı makaleler, akademik çevrelerde geniş yankı bulmuştur ve bu teori, günümüzde bilim ve teknoloji çalışmalarının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

İş Birlikleri ve Tartışmalar

Bruno Latour’un kariyeri, değerli iş birlikleri ve zaman zaman tartışmalı görüşleri ile de bilinir. Bu bölümde, Latour’un akademik ortaklıklarını ve yaşadığı önemli kamusal tartışmaları inceleyeceğiz.

Önemli İş Birlikleri

Latour, kariyeri boyunca birçok önemli bilim insanı ve düşünür ile iş birliği yapmıştır. Bu iş birlikleri, onun teorilerinin gelişimine büyük katkılar sağlamış ve farklı disiplinler arası köprüler kurmasına olanak tanımıştır:

  1. Michel Callon ve John Law – Latour, Michel Callon ve John Law ile birlikte Aktör-Ağ Teorisi’ni geliştirmiş ve bu teori üzerine ortak çalışmalar yapmıştır. Bu üçlü, bilim ve teknoloji çalışmalarında sosyal ve teknik unsurların birbirleriyle olan etkileşimlerini analiz ederek, bu alanda yeni bir paradigmaya öncülük etmiştir.
  2. Steve Woolgar – Latour, Steve Woolgar ile “Laboratory Life” adlı eserini yazarken iş birliği yapmıştır. Bu kitap, bilim sosyolojisi alanında metodolojik bir dönüşüm yaratmış ve bilimsel pratiğin sosyal yapısını detaylı bir şekilde incelemişlerdir.

Bu tür iş birlikleri, Latour’un çalışmalarının geniş bir perspektiften değerlendirilmesine ve disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alınmasına imkan vermiştir.

Akademik ve Kamusal Tartışmalar

Latour, akademik kariyeri boyunca birçok tartışmaya da dahil olmuştur. Özellikle bilimin objektifliği ve modernizmin eleştirisi konularında sık sık eleştiriye maruz kalmıştır:

  1. Bilimin Objektifliği Üzerine Tartışmalar – Latour, bilimsel bilginin objektif bir temele sahip olduğu fikrine meydan okumuştur. Bilgi üretim süreçlerinin sosyal ve politik unsurlar tarafından şekillendirildiğini savunmuştur. Bu görüşler, geleneksel bilim anlayışını savunan çevrelerce eleştirilmiştir.
  2. Modernizm Eleştirisi – “Hiçbir Zaman Modern Olmadık” kitabında modernizmi eleştiren Latour, bu görüşleriyle hem destek görmüş hem de modern bilimin temellerini sorguladığı için eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştiriler, akademik çevrelerde uzun süreli tartışmalara yol açmıştır.

Kişisel Felsefe ve Kamusal Etki

Bruno Latour’un düşünceleri, akademik çevrelerin ötesinde, geniş bir kamusal etki alanı yaratmıştır. Bu bölümde, Latour’un kişisel felsefesi ve onun toplum üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.

Felsefi İçgörüler

Latour’un felsefi bakış açısı, bilim ve teknoloji ile toplum arasındaki etkileşimlere odaklanır. Onun düşüncesinde merkezi bir yer tutan “kritik olmayan kritik” kavramı, modern düşünce tarzlarının sınırlarını sorgular ve daha kapsayıcı, daha entegre edici bir yaklaşım önerir. Latour’a göre, bilim ve teknoloji, toplumun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu alanlardaki çalışmalar, etik ve toplumsal sorumluluklar gözetilerek yapılmalıdır.

Latour, bilimsel bilginin ve teknolojik gelişmelerin, yalnızca teknik veya ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve etik sonuçlar doğurduğunu vurgular. Bu görüş, onun çalışmalarını, sadece akademik kariyeriyle sınırlı kalmayan, geniş bir kamusal etki yaratma potansiyeline sahip kılar.

Kamusal Söyleme Etkisi

Latour’un teorileri, kamusal politika yapıcıları ve genel kamuoyu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle çevre politikaları ve teknoloji düzenlemeleri konusunda, Latour’un düşünceleri, politika yapıcıların karar verme süreçlerine dahil olmuştur. Bilim ve teknolojinin toplumsal etkilerini anlamak, daha sürdürülebilir ve adil politikalar geliştirmede kritik bir öneme sahiptir.

Latour, bilim ve teknolojiye dair kamusal tartışmaların şekillenmesinde de etkili olmuştur. Örneğin, iklim değişikliği gibi küresel sorunlar üzerine yürütülen tartışmalarda, bilimin rolünü ve toplumsal karar alma süreçlerine olan katkılarını sıklıkla gündeme getirmiştir. Bu tür tartışmalar, Latour’un düşüncelerinin sadece akademik alanda değildir. Aynı zamanda daha geniş kamusal alanda da nasıl etkili olduğunu gösterir.

Mirası ve Güncel Önemi

Bruno Latour’un çalışmaları, ölümünden sonra bile bilim, teknoloji ve sosyal bilimler üzerinde derin bir etki bırakmaya devam ediyor. Bu bölüm, Latour’un mirasını ve çağdaş düşünce üzerindeki etkisini inceleyeceğiz.

Mirası Üzerine Düşünceler

Latour’un mirası, bilim ve teknoloji çalışmaları alanında önemli teorik katkılar sağlamış olmasının ötesine geçer. Aktör-Ağ Teorisi ve diğer çalışmaları, akademik disiplinler arası sınırları aşarak, sosyoloji, antropoloji, tarih ve felsefe gibi alanlarda yeni araştırma yolları açmıştır. Latour’un düşünceleri, bu disiplinlerin metodolojik ve teorik çerçevelerini zenginleştirerek, daha kapsamlı ve entegre edici bir bilimsel anlayışın gelişmesine katkıda bulunmuştur.

Ayrıca, Latour’un bilim ve teknolojinin toplumsal etkilerine dair içgörüleri, bilimin kamuoyu nezdindeki algısını şekillendirmede ve politika yapım süreçlerinde daha bilinçli kararlar alınmasında etkili olmuştur. Bu, onun mirasının sadece akademik alanda değil, genel toplumda da hissedildiğini gösterir.

Çağdaş Düşüncedeki Etkisi

Latour, çağdaş düşünce üzerinde, özellikle bilimin ve teknolojinin sosyal boyutlarını vurgulayarak, etkili olmuştur. Günümüzde, bilim ve teknolojiye dair tartışmalar, Latour’un teorileri sayesinde daha geniş bir perspektiften ele alınmaktadır. Örneğin, teknolojinin etik, çevresel ve toplumsal sonuçları, Latour’un çalışmaları ışığında daha derinlemesine tartışılmaktadır.

Latour’un vurguladığı gibi, bilim ve teknoloji, toplumsal yapılarla iç içe geçmiş ve bu yapıları etkileyen dinamiklerdir. Bu anlayış, özellikle teknolojik yeniliklerin hızla geliştiği ve çevresel sorunların giderek arttığı bir dönemde, daha sorumlu ve sürdürülebilir yaklaşımların benimsenmesine yardımcı olmuştur.

Sıkça Sorulan Sorular

Bruno Latour’un çalışmaları ve teorileri hakkında pek çok soru ortaya çıkmaktadır. Bu bölümde, Latour ile ilgili en yaygın sorulara ve bu soruların yanıtlarına yer vereceğiz, böylece onun düşüncelerini daha iyi anlayabiliriz.

Teorileri Hakkında Yaygın Sorular

  1. Bruno Latour’un Aktör-Ağ Teorisi nedir? Aktör-Ağ Teorisi (ANT), Bruno Latour tarafından geliştirilen bir yaklaşımdır. Bu teori, hem insan hem de insan olmayan varlıkları (teknolojiler, objeler, fikirler) bir ağ içinde etkileşimde olarak değerlendirir ve bu etkileşimlerin sosyal sonuçlarını inceler. ANT, sosyal teoride genellikle göz ardı edilen insan olmayan aktörlerin de sosyal dinamiklere etki ettiğini savunur.
  2. Latour bilimin objektifliğini neden sorgulamıştır? Latour, bilimin sosyal ve kültürel faktörler tarafından şekillendirildiğini ve bu nedenle tamamen objektif olamayacağını savunmuştur. Ona göre, bilimsel bilgi, çeşitli sosyal etkileşimlerin ve anlaşmaların bir ürünüdür. Bu görüş, bilimdeki nesnellik ve tarafsızlık kavramlarını yeniden değerlendirilmesini teşvik etmiştir.
  3. Latour’un modernizm eleştirisi nedir? Latour, modernizmin doğa ve toplum arasında keskin bir ayrım yaptığını ve bu ayrımın pek çok sosyal ve çevresel soruna yol açtığını öne sürmüştür. “Hiçbir Zaman Modern Olmadık” adlı eserinde, bu ayrımı aşmanın ve daha entegre bir düşünce yapısına ulaşmanın önemini vurgular.

Yanlış Anlaşılmalar ve Açıklamalar

  1. Latour bilimi reddediyor mu? Hayır, Latour bilimi reddetmez; ancak bilimsel bilginin nasıl üretildiğini ve bu süreçlerin sosyal etkileşimlerden nasıl etkilendiğini sorgular. Latour’un amacı, bilimi daha iyi anlamak ve bilimin sosyal bağlamını aydınlatmaktır.
  2. Latour’un çalışmaları sadece akademik çevreler için mi önemlidir? Hayır, Latour’un çalışmaları, akademik çevrelerin ötesinde, politika yapıcılar, teknoloji geliştiriciler ve genel kamuoyu için de önemlidir. Bu çalışmalar, bilim ve teknolojinin toplum üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur ve daha bilinçli kararlar alınmasına katkıda bulunur.

Sonuç

Bruno Latour, bilim ve teknoloji çalışmalarının yanı sıra sosyal bilimler üzerinde derin bir etki bırakan bir düşünürdür. Onun çalışmaları, modern toplumların karmaşık yapısını anlamamızı sağlayan yeni perspektifler sunmuştur. Latour, bilim ve teknolojiyi yalnızca teknik disiplinler olarak görmeyip, bunların sosyal, etik ve politik boyutlarıyla entegre şekilde ele alınmasının gerekliliğini vurgulamıştır.

Bruno Latour’un Katkıları ve Mirası

Latour’un teorileri, bilimin ve teknolojinin toplumsal yapılarla nasıl iç içe geçtiğini ve bu etkileşimlerin toplumu nasıl şekillendirdiğini göstermiştir. Aktör-Ağ Teorisi gibi kavramlar, bilimsel bilgi üretim süreçlerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuş ve bilim sosyolojisine yeni bir bakış açısı getirmiştir. Latour’un modernizm eleştirisi, doğa ve toplum arasındaki yapay ayrımı sorgulayarak, daha sürdürülebilir ve bütüncül bir dünya görüşüne katkıda bulunmuştur.

Çağdaş Toplumlar Üzerindeki Etkisi

Latour’un düşünceleri, çağdaş toplumlar üzerindeki bilim ve teknoloji politikalarının şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Onun vurguladığı gibi, bilim ve teknoloji kararlarının sosyal etkileri göz önünde bulundurularak yapılması, daha adil ve etik bir toplumun inşasına katkıda bulunabilir. Ayrıca, Latour’un çalışmaları, çevresel politikalar ve teknoloji düzenlemeleri gibi alanlarda bilinçli kararlar alınmasını teşvik eder.

Gelecek Araştırmalar için Bir Çerçeve

Bruno Latour’un teorileri, gelecek araştırmalar için zengin bir çerçeve sunar. Bilim ve teknoloji çalışmaları, sosyoloji, antropoloji ve felsefe disiplinlerindeki araştırmacılar, Latour’un düşüncelerini kullanarak toplumun ve teknolojinin karşılıklı etkileşimlerini daha detaylı inceleyebilirler. Bu, özellikle hızla değişen teknolojik ve çevresel koşullar altında, bilgi üretim süreçlerimizi ve bu süreçlerin toplumsal etkilerini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Bruno Latour, düşünceleriyle bilim ve teknolojiye dair kamusal ve akademik tartışmaları zenginleştirmiş, çağdaş toplumların karşılaştığı sorunlara ışık tutmuş bir entelektüeldir. Onun mirası, bilim ve teknolojiyi toplumsal bağlamda değerlendirme biçimimizi dönüştürmeye devam edecektir.

Cevap Yaz